İsrail ve Filistin Savaşı Nasıl Başladı?

İsrail ve Filistin arasında yıllardır devam eden çatışmalar ve savaşlar tüm dünyanın gündeminde. Özellikle geçen günlerde tam adı İslami Direniş Hareketi olan HAMAS, İsrail’e karşı son yılların en büyük saldırılarına başladı. Hem havadan hem de karadan İsrail’e büyük saldırılar yapan HAMAS’a İsrail’in cevabı gecikmedi.

İki taraftan da binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına sebep olan çatışmalar, İsrail’in resmi olarak savaş ilan etmesinden sonra savaşa dönüştü. Savaş devam ede dursun, dünyadan da birçok ülke kimi desteklediklerini açıklayarak arka planda bu savaşa dahil olmuş oldular. Peki Filistin ve israil arasındaki bu bitmek bilmeyen savaşların asıl sebebi ne?

Çatışmalar 1. Dünya Savaşı’ndan Önceye Dayanıyor

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Filistin bir Osmanlı İmparatorluğu‘nun toprağıydı. Osmanlıya bağlı bir eyalet olan Filistin’de Araplarla beraber Yahudiler de yaşıyordu. İki millet arasındaki çatışmalar ta o zamanlar yaşanıyordu. Fakat Osmanlı Devleti bu çatışmaları bir şekilde bastırıp tarafları kontrol altına alabiliyordu. Fakat I. Dünya Savaşı sırasında işler tamamen değişti. Osmanlı’ya zarar vermek isteyen İngiltere, o zamanlar Yahudilerle anlaşarak bölgede Araplara karşı çatışmalar başlatmıştı. Aynı zamanda Arapları da Yahudilere ve Osmanlıya karşı kışkırtan İngiltere, Arapların Osmanlıya isyan etmesini sağlamış, Yahudi ve Arapların da birbirlerini katlemelerine altyapı hazırlamıştı.

Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra bölgede Yahudiler bu toprakların peygamberleri Hz. Musa’ya vaadedilen topraklar olduğunu savunurken Araplar da topraklarını kaybetmemek için direniyorlardı. İki millet arasındaki çatışmalar alevlenirken dünyadaki bütün Yahudiler de vaaddedilen topraklar olduğuna inanarak akın akın Filistin’e göç etmeye başladılar.

İkinci Dünya Savaşı başladığında ise Nazilerden kaçan Yahudiler, akın akın yurt olarak inandıkları Filistin’e geldiler. Burada azınlık iken bir anda çoğunluk olan Yahudiler, burada hem dünyadan gelecek tehditlere hem de Araplara karşı silahlanmaya başladılar. İki taraftan da silahlı örgütler katliamlar yapıyor, sivilleri hedef alarak toprak savaşı veriyorlardı. İkinci Dünya Savaşı bittikten sonra ise Yahudiler, Filistin’den aldıkları topraklarda bağımsız devlet olan İsrail Devletini kurdular. Bölgede akan kanı durdurmak isteyen Birleşmiş Milletler, 1947 yılında İsrail’i bağımsız devlet olarak tanıma, Filistin’in güvenliğini sağlama ve Kudüs’ü de bağımsız bölge ilan edip Birleşmiş Milletler tarafından korunma anlaşmasını oyladı. Fakat Yahudiler kabul etse de Araplar kabul etmediği için anlaşma yürürlüğe giremedi.

İsrail devleti kurulduktan sonra İsrail’i kuran Yahudiler, bazı belgeler yayınlayarak devleti kurdukları toprakları ve Filistin’e ait bazı toprakları parayla tamamen yasalara uygun şekilde satın aldıklarını söyledi. Yani Filistin’de yaşayan bazı Araplar, topraklarını para karşılığı satmışlardı. İsrail dünyaya resmi olduğunu söylediği belgeler yayınlasa da Filistin asla bunu kabul etmedi. Filistin’e göre bu İsrail’in dünyayı kandırma çabasıydı.

İsrail ve Filistin Savaşı Nasıl Başladı

Dünya, İsrail’i Devlet Olarak Tanıyor, Filistin’de Akan Kan Daha da Artıyor

Birleşmiş Milletler’in dahi araya girip tarafları barıştıramadığı bölgede çatışmalar tüm hızıyla devam ederken, İsrail tüm müslüman ülkelerin tepkilerine rağmen 15 Mayıs 1948 yılında İsrail devletinin kurulduğunu duyurarak İsrail’i devlet olarak tanıyan ülkelere teşekkür etti. Dünyanın hemen hemen her ülkesi tarafından devlet olarak tanınan İsrail’in kurulması, Filistin’de felaket anlamına gelen ‘El Nakba’ adıyla anıldı. Bu bağımsız devletin duyurulmasından sonra Filistinli örgütler birleşerek İsrail’e büyük saldırı gerçekleştirdiler. İsrail tarafından verilen karşılık sonucunda ise iki taraftan da yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Arap ülkelerin de bu saldırıya destek vermesi sonucu büyük toprak kaybeden İsrail, Avrupa ve Amerika’nın destekleriyle savaşı bir yıl kadar sürdürmeyi başardı. Uzun süren bu savaşın sonucunda büyük güç ve kan kaybeden Filistin ile İsrail ateşkes imzalamaya karar verdi. İsrail, kaybettiği toprakların bir bölümünü geri alabilmişti.

İmzalanan ateşkes sadece birkaç yıl geçerliliğini korudu. Zira taraflar 1967 yılında tekrar birbirlerine savaş ilan ederek büyük katliamlara sebep oldular. Fakat hem ekonomi hem de dünyadaki Yahudilerin akın akın göç etmesinden dolayı nüfus olarak çok daha güçlü hale gelen İsrail, Filistin’e karşı zafer kazanarak yüz binlerce Arap Filistin vatandaşını farklı ülkelere göç etmeye zorladı. Bu savaşın sonucunda ise Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da 250’den fazla yeni yerleşim yerleri inşa edildi. İsrail tarafından hem işgal edilen hem de yeni oluşturulan yerleşim yerlerine 650 binden fazla Yahudi göç ederek yaşamaya başladı.

2000-2023 Yılları Arasındaki İsrail ve Filistin Savaşı

Son savaşın üzerinden onlarca yıl geçtikten ve İsrail’in büyük oranda düzeni kurmasından sonra Filistinli örgütler tekrar İsrail’e saldırarak savaşın fitilini ateşledi. Savaşın sebebi ise İsrail’in Filistinli sivilleri adeta mahkum etmek için ördüğü duvar. İlk olarak 720 km olarak tasarlanan bu duvar projesi, çıkan savaş sonucu 500 km kadar örülebildi. Bu bile Filistin’in topraklarını yüzde 9,5 oranında küçülterek 3,5 milyon Filistinliyi dünyadan kopardı. Buna isyan eden Filistin halkı ve silahlı örgütler, İsrail’e saldırsalar da 2000 ile 2005 yılları arasında çıkan çatışmalarda 4,5 bin Filistinli hayatını kaybetti, 48 bin 322 kişi yaralandı ve on binlerce Filistinlinin evi yıkıldı.

Savaş 2005’te sözde bitse de İsrail, Filistinli örgütlere ve sivillere 2008 Aralık ayıyla 2009 Ocak ayları arasında büyük operasyonlar düzenledi. ‘Dökme Kurşun’ adı verilen bu operasyonlarda Birleşmiş Milletlerin verilerine göre 355’i çocuk ve 100’ü kadın olmak üzere toplam 1400 Filistinli hayatını kaybetti, 5400 Filistinli ise yaralandı.

2009 yılından sonra ara ara gerginlikler, bölge bölge çatışmalar yaşansa da olaylar ‘savaş’ denilecek kadar büyümedi. Fakat 8 Kasım 2012 tarihinde İsrail açtığı ateş sonucu 13 yaşındaki bir çocuğu öldürmesi üzerine Filistinli siviller ve silahlı örgütler tekrar İsrail’e karşı saldırılarda bulundular. İsrail ise bu saldırılara ‘Bulut Sütunu’ adı verilen operasyonla cevap verdi. Operasyonda ise yarısından fazlası kadın ve çocuk olan toplam 167 kişi hayatını kaybetti, 1200 kişi de yaralandı. Saldırıdan tam 2 yıl sonra 2014 yılında tekrar operasyon düzenleyen İsrail, ‘Koruyucu Hat’ adı verdiği ve 51 gün süren operasyonuyla 551’i çocuk olmak üzere 2 bin 158 Filistinlinin ölümüne sebep oldu. Gazze’yi adeta enkaza çeviren bu operasyonda 11 binden fazla Filistinli de yaralandı ve 60 binden fazla Filistinli evsiz kaldı.

İsrail’e Yapılmış Son 50 Yılın En Büyük Operasyon: ‘Aksa Tufanı’

Hamas, özellikle Rusya ve İran’dan ve bölgedeki diğer radikal İslamcı silahlı örgütlerden aldığı destek ile geçtiğimiz cumartesi günü İsrail’e büyük saldırı düzenledi. Hamas tarafından İsrail’e atılan yüzlerce roketle beraber onlarca Hamas militanı da havadan paraşütlerle indirme yaparak İsrail’e girdi. Hamas’ın ilk saldırısı sonucunda 700’den fazla İsrailli hayatını kaybetti. Operasyon öyle büyüktü ki İsrail resmi olarak savaş ilanı ederek en büyük müttefiği Amerika’dan askeri ve maddi yardım talep etti. İran ise yaptığı açıklama ile bölgedeki çatışmalara dışarıdan müdahale edecek ülkeye karşı vereceklerini söyledi. Yani Amerika bölgeye asker göndermesi durumunda İran da fiziksel olarak bu savaşa dahil olacağını duyurdu. Kuzey Kore, Rusya ve İran’ın tam desteğini alan Hamas, yaptığı saldırıları daha da arttırarak İsrail’in birçok noktasını ele geçirdi. Ancak bu çatışmalar tabii ki iki taraftan da yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Umarım bölgede akan kan bir an önce durulur. Fakat ne yazık ki tarafların yaptığı açıklamalara göre savaş daha da şiddetlenerek devam edecek. Zira İran, İsrail’i desteğini açıklayan ülkeleri ciddi ciddi tehdit ediyor. Ayrıca savaşa Afganistan ve Lübnan fiziksel olarak asker göndererek Filistin’in yanında dahil oldu.

etiketlerETİKETLER
Üzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.
okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI